İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: CHICAGO TYPEWRITER

Nasıl bir ağaç bir kitap oluyorsa...

Okumak da sizin hayatınızı değiştirebilir.

- KAMU SPOTU -

Ahahahah selamlar yine ben :) Entelektüel bir giriş yapayım dedim ama hamurumda yok sanırım. Kitaplarla dolu bir diziden çıktım ve kültür mantarı gibi geziyorum ortalarda. Her ne kadar günlük hayatımda pek kitap okuyan bir tip olmasam da hiç olmazsa bu tarz dizilerle birazcık kitap kurdu gibi hisseder oldum. 

Evet bu defa bir değişiklik yaptım ve çerezlik romantik komedilerden biraz uzak kalıp daha sağlam bir senaryo seçeyim dedim. İşte karşınızda "ŞİKAGO DAKTİLOSU"

Chicago Typewriter nedir bilmeyenler için ufak bir bilgilendirme yapayım. Bir tür silah lakabı. Dizide de bu silah gösteriliyor zaten. Silahın çıkardığı ses ile daktilonun çıkardığı ses benzediği için silaha böyle bir isim vermişler. Havalı olmuş ne diyeyim.

Dizimizin konusuna gelince dizi biraz zamanda yolculuk biraz fantastik biraz da günümüze ait ögeler içeriyor. Baya baya ortaya karışık olmuş esasen. Kore'nin idol yazarlarından olan kibirli Han Se Ju (Yoo Ah In) talihsiz bir olay yaşar ve kariyeri tehlikeye girer. Durgunluk dönemini atlatmaya çalıştığı bir zamanda yeni yazısının taslağını yetiştireceğine dair söz verir ancak son gün bir kaza geçirir ve arama kurtarma çalışmaları da yağmurdan dolayı engellenmiştir. Kendisi kariyerini tamamen kaybettiğine inanmış iken Han Se Ju'nun faks numarasıyla editöre ilk bölüm taslağı ulaştırılır. Her şey yoluna girmiş ve yeni kitabı ülkede büyük yankı uyandırmıştır ancak Yazar Han'ın aklını kurcalayan önemli bir konu vardır: "Yazı taslağını kim gönderdi?"

Dizide Han Se Ju karakterini Yoo Ah In canlandırıyor. Ben onu Sunkyungwan Scandal dizisiyle tanımış ve Song Joong Ki ile olan uyumuna bayılmıştım sksjsksjsk. Ama bu dizide saç kesimi beni dehşete düşürdü. Yanlış kesim kurbanı mı bir an emin olamadım belki de askere hazırlık yapıyordur falan diye de kendimi avuttum. Yoksa görme yetisi olan her normal birey şu adama bu saç kesiminin olmayacağını bilir.

Mesela bu olur ahahahah. 

Merak etmeyin bu görsel de diziden bir sahneden alınmış. 1930'lu yıllardaki halinin günümüz halinden çok daha karizma olması da ayrı bir şaşırttı beni. Genelde dizilerde günümüz halleri havalı olurken geçmişteki halleri garip gözükürdü oyuncuların. Burada ise tam tersi olmuş. Nasıl kıydın saçlarına Ah In - ahh. T.T

Esas kızımız ise aslında birçoğumuzun bildiği bir isim. I'm sorry I love you dizisindeki esas kız bu dizide de karşıma çıkınca şaşırdım. Diziye başlarken konusu yada oyuncuları hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tek bildiğim başrolde Yoo Ah In'in olduğuydu. Diziye başladığımda ise kızı görünce ben nerden tanıyorum bu ablamızı falan oldum. Yüzü çok tanıdık ama çıkartamıyordum. Bu ablak bakışlar bu dudak bükmeler falan...

Vee Ding Dong !! Hatırladım!!

Kendisini Sorry I Love You'dan beri görmemiş olsam da gram değişme yok unnide. O dizi çekildiğinde doğan çocuklar askere gitti ama o her şeyiyle aynı kalmış. 

Diğer yandan yine 2. erkek meselesi dizimizde kaleme alınmış durumda. Dizinin esrarengiz adamı (kendisi hakkında pek bilgi vermeyeceğim sürprizi kaçmasın) karakterine Go Kyung Pyo hayat vermiş. Ben onu daha önce Answer Me 1988 dizisinde izlemiş ve orada ayar olmuştum. O dizideki tüm gençleri sevmeme rağmen bir türlü Go Kyung Pyo'yu sevememiştim. Geçmiş zaman kipleri kullandığımdan anlaşıldığı üzere bu dizide geçmişi geçmişte bırakma kararı aldık skjsksjsksjsk.

Zira bu dizideki rolü ile son derece cool bir adam haline gelmiş önceki diziden eser kalmamış bence. Dizide Yazar Han'ı delirmenin eşiğine getirse de geçmişle olan bağlantısı sizlerde de merak uyandıracaktır eminim. 

Kore dizilerinde nadiren sevdiğim unnilerden olan Yang Jin Sung'u da kadroda görmeyi beklemiyordum. Bu kızın hakkının yendiğini düşünüyorum. Hep yan rolleri veriyorlar. Oysa Bride of the Century dizisinde gayet iyi kıvırmıştı esas kız işini. Umarım daha çok başrol aldığını görebiliriz diyor ve devam ediyorum.

REHBERİN YORUMU:

Açıkçası diziye çok da istekli başlamadım. Biraz kasvetli bir havası vardı bence.

Ayrıca ilk 2 bölüm biraz durağan ilerledi de diyebilirim.

Ama dizi ilerledikçe senaryo beni içine çekmeyi başardı. Öncelikle asla basit bir dizi değil onu söyleyeyim. Yani esasen ben bu diziyi Kore dalgasına yeni kapılan az sayıda dizi izlemiş kişilere değil de biraz daha bu işin ehli olmuş kişilere tavsiye ediyorum. 

Senaryo merak uyandırıcı. Neler olmuş, başlarına ne gelmiş falan epey merak ediyorsunuz hikaye nereye gidecek. Ayrıca olaylar hemen açığa çıkartılmamış, hikayeler birbirine güzel bağlanmış ve kopukluklara yer verilmemiş olması da benden tam not aldı.

Benim tek derdim Yoo Ahn In'in tarzıydı. Ne istemişler adamdan inanın anlamadın. Saç stili korkunç giyimi ise biraz komikti bana göre. Ama 80 yıl önceki hali baya efsane olmuş. Hepsini bir tarafa bırakayım adamın ses tonu çok karizmatikti. Bazı sahnelerini geriye sarıp izledim hatta. Geçmiş hayatındaki ses tonlaması çok etkileyici olmuş hakikaten :)

Bay Yoo sevimli falandı tabi ama ben Han Se Ju taraftarı arasındaydım. Beni bilirsiniz aşırı duygusal ve fedakar karakter beni boğar genelde daha serseri olanı seçerim. Yine aynısı oldu bu dizide de :)

Dizi rehberunni puanlama sisteminden 8 puan alır diyor ve izlemenizi öneriyorum. Unni bana boş diziyle gelme azıcık kaliteli bir yapım olsun diyorsanız buyrun dizinizi buldunuz diyorum. Dizi hakkında söyleyecekleri olanlar için aşağıya yorumlarınızı bekliyorum.

Hoşçakalın :)